Hukuki Argümantasyonun Temelleri’nin orijinal ilk edisyonunun Türkçe çevirisi 2010’da Paradigma’dan çıkmıştı. Doktorayı bitirdikten sonra, Hukuk Göstergebilimi’nde ihmal ettiğimi düşündüğüm argümantasyon meselesine ilgi duymuş, kitapla tesadüfen karşılaşmıştım. Kitabın cazibesi, Avrupa’da ve Amerika’da yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren üretilmiş argümantasyon ve hukuki argümantasyon çalışmalarının özetini veriyor olmasından kaynaklanıyordu. Bırakın Türkçeyi, İngilizcede dahi böylesine derli toplu bir başka eseri bulmak mümkün değildi. Tam da merak ettiğim konuyu bu kadar güzel ele alan bir kitabı bulunca, Türkiye’deki hukukçuların da kitaptan faydalanmak isteyebileceğini düşünerek tercümeye başlamıştım. Adamakıllı ilk tercüme çalışmamdı. Kaderin bir cilvesi, tercümeyle uğraşırken Gökhan Yavuz Demir’le tanıştım. Kitaptan bahsedince ilgi gösterdi, teslim ettiğim metne editörlük yaptı ve yayımlanmasını sağladı. Kitap akademik çalışmalarımda önemli bir yer tutuyor. Daha sonra kaleme aldığım iki makale ile Akıl Tutkunu Hukuk başlıklı kitap, Hukuki Argümantasyonun Temelleri’nde karşılaştığım ve öğrendiğim isim ve konulardan yola çıkılarak kaleme alındı. Bazı hukuk fakültelerinde ders kitabı olarak okutulmaya devam eden Hukuk Metodolojisinin Sorunları’na da aynı kitap kaynaklık etti. Bunun yanında Gökhan’ın editörlüğü sırasında öğrendiklerimi buruda sıralamam mümkün değil.
Yaklaşık on yıl önce yayımlanan çevirinin artık yeni baskısının yapılması gerektiği gündeme geldiğinde, Feteris’in 2017’de kitabın ikinci edisyonunu yayımladığını gördüm. Bu yeni edisyonun varlığında, ilk edisyonun tercümesinin yeniden yayımlanması çok uygun olmayacaktı. Böylece ikinci edisyonu çevirmek üzere masanın başına oturdum. İşin doğrusu, her ne kadar ikinci edisyon, yani gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni baskı olsa da, kitabın içeriğinin büyük oranda aynı kalmış olması gerektiğini düşünmüştüm. Ne var ki çalışmaya başladığımda yazarın yeni eklenen kısımların yanında, kitapta bıraktığı bölümlerde de ciddi değişiklikler yaptığını fark ettim. Eski çeviriyi gözden geçirmek ve bazı ufak tefek ilavelerde bulunmak niyetiyle başladığım iş, neredeyse kitabın yeniden çevrilmesiyle sonuçlandı. Üstelik geçen dokuz-on yıl içinde dil tercihlerimde değişiklikler olmuş, konuya vukufiyetim artmıştı. Böylece, kimi zaman eski çevirinin büyük oranda bırakıldığı, ama çoğunlukla da ilk baskıdaki ifadelerin bile yeniden yazıldığı bir metin ortaya çıktı. Bu sefer editörüme çok iş çıkarmamaya kararlıydım, fakat Gökhan yine ciddi bir mesai harcamak zorunda kaldı.
Kitapla ilgili kişisel serüvenim böyle. Ancak bunun yanında, kitabın içeriğinin hukuk literatürü için taşıdığı önemden de bahsetmem lazım.
Yukarıda da söylediğim gibi, Hukuki Argümantasyonun Temelleri, İngilizce konuşulan dünyada da ilgi görmüş önemli bir eser, üstelik Türkçeden önce İspanyolca ve Çinceye de çevrilmişti. Hukuki gerekçelendirme alanındaki, üstelik farklı hukuk geleneklerindeki dağınık hâlde bulunan çalışmaları doyurucu şekilde özetleyerek bir araya getirmesi, bu yaklaşımların ortak noktalarını ve hangi hususlarda birbirlerinden farklılaştığını ortaya koyması, kitabı hukuki gerekçelendirmeye giriş yapmak veya farklı geleneklerden haberdar olmak isteyenler için vazgeçilmez bir kaynak hâline getiriyor. Kitabın bu yönünün ziyadesiyle farkında olan yazar, yeni edisyonda eserin “kaynak” olma yönünü daha da artırmış. Sadece Amerika ve Avrupa ile sınırlı kalmayarak dünyanın farklı ülkelerinde üretilen hukuki argümantasyon çalışmalarına yer vererek, (1) hukuki argümantasyon meselesinin küresel bir ilgiyle karşılandığını göstermiş ve (2) farklı araştırmacıların farklı ilgilerini göstererek müstakbel araştırmacılar için ayrıntılı bir harita oluşturmuş.
Böyle bir çalışmanın Türkiye için sahip olduğu anlamın hukuki argümantasyon çalışmalarının belli bir olgunluğa eriştiği ülkelere kıyasla çok daha büyük olduğunu düşünüyorum. Hukuki gerekçelendirme, hukuk ve mantık ilişkisi, hukuk ve dil ilişkisi, hukuki yorum gibi meseleler Türkiye’de hukukçuların çok az ilgisini çekti. “Klasik” nitelemesinin uygun olduğunu düşündüğüm yaklaşım bile Türk hukukunun batılılaşması döneminde hakkıyla temellük edilemediği gibi, ne yazık ki, izleyen dönemdeki gelişmeler de Türkçeye aktarılamadı. Bu ilgisizlik,ş beklenmedik zamanlarda kendini gösteriveren az sayıdaki çalışmanın da ana akımda kendine yer bulmasını engelledi. Yoksa Chaim Perelman’ın Türkçeye aktarılmış makaleleri de vardı, Wroblewski okumuş ve kullanmış usul hukukçuları da, hukuk-mantık ilişkisini en güncel hâliyle ele almış hukuk felsefecileri de. Fakat bu çalışmalar genel itibarıyla hukukçuların temel ilgi alanının merkezine bir türlü dahil olamadı. Bunun en büyük kanıtı, son on yılda Türkçede hukuki yorum alanında üretilmiş makale, tez ve kitapların kahir ekseriyetinin, yazarlarının yabancı dildeki yetkinliklerine, kullandıkları kaynakçalardan anlaşıldığı kadarıyla en güncel çalışmalara ulaşmalarına rağmen, klasik gerekçelendirme ve yorum yaklaşımlarından uzaklaşamamış olmalarıdır.
İşin doğrusu, Türkçede yaklaşık on yıl önce yayımlanan Hukuki Argümantasyon Temelleri de, en azından benim çevirmeni olarak umut ettiğim etkiyi yaratamadı. Birinci baskısı yıllar önce sona ermesine rağmen hukukçular, kitabın Türkçeye aktardığı yeni yaklaşımlara yönelik kayda değer bir ilgiyi yansıtan herhangi bir çalışma yapmadı. Bununla birlikte her ne kadar klasik yaklaşımdan uzaklaşamamış olsa da, “hukuk metodolojisi” üst başlığını taşıyan kitapların sayısındaki artış, özellikle genç araştırmacıların artık klasik yaklaşımı aşan bir düşünce üretimine eskisine oranla çok daha hazır olduğunu gösteriyor olabilir. Hukuki Argümantasyonun Temelleri’nin bu genişletilmiş ve güncellenmiş ikinci baskısının, sadece yaptığı işin mahiyetine merak salan hukuk uygulamacılarının değil, hukuki argümantasyon alanında yeni çalışmalar yapmak isteyen araştırmacıların da kullanabileceği bir kaynak olmasını umut ediyorum.
Kitabın İçindekiler ve Önsöz kısmını da içeren tanıtım sayfalarına ulaşmak için lütfen tıklayınız.
Eskişehir'de mukim, hukukçu, felsefeyle iştigal eden, edebiyat seven bir akademisyen eskisiyim.